3 Ocak 2011 Pazartesi

Beşiktaş Los Galacticos'a Doğru mu?



Sezon başında transferin şampiyonu ilan edilen Beşiktaş'ım getirmiş olduğu Quaresma ve Guti gibi yıldızların yanı sıra Cenk gibi geleceğinin oldukça parlak olduğuna inandığm bir kaleci ve transferi her ne kadar önceki sezondan bitmiş olsa da göstermiş olduğu istikrar ve düşmeyen temposu ile Hilbert, genç ve ilerisi için başarı vaat eden Bank Asya'da parlamaya başlayan Ersan ve başta saydığım iki önemli ismin gelmesinde büyük katkısı olduğu düşündüm aykırı insan Teknik Direktör Bernd Schuster ile rakiplerinin de sönük transferleri ile bu yakıştırmanın ne kadar doğru olduğu da haklı bir biçimde ortada idi. Nitekim her ne kadar Uefa Avrupa Ligi elemelerinde zayıf rakipleri elediği söylense de Galatasaray ve Fenerbahçe'nin de benzer denklikteki takımlara elenmesi ve istatiktsel olarak başarılı bir başlangıç yapması ile biz taraftarlarına büyük ümit vermişti. Gerek Bernd Schuster'in kafasındaki oyun planını oturtmaya çalışmak istemesi gerek bir anda üst üste gelen sakatlıklar gerekse de son bir kaç yılını defansif oyun anlayışı ile geçiren Beşiktaş'ın kadro yapısı nedeni oynamaya çalıştığı ama tam olarak oynayamadığı oyun neticesinde ligde pek te başarılı sayamayacağımız bir sonuç ile ilk yarıyı tamamladı. Neydi peki Beşiktaş'ın sorunları. En önemlisi; birçok futbol ulemasının aksine dediğinin aksine defansını ön tarafta kurması değil, ileride kurduğu baskı sonucu istediğini alamamasıydı. Çünkü oyun ister istemez Guti'nin atacağı ara pasına veya Quaresma'nın oynadığı kanada sıkışıp kalıyordu. Buna karşın bulunan veya bulunma aşamasındaki onca pozisyon Bobo form tutana kadar değerlendirilemiyor ya da Nobre veya Holosko'nun temel eksiklikleri neticesinde değerlendirilemiyordu. Bunun neticesinde orta sahaya Manuel Fernandes, Quaresma ile değişmeli bir şekilde kanatları kullanabilecek Simao Sabrosa ve forvetede Hugo Almeida takviyesi yapıldı. Senelerdir süregelen devre arasında yıldız oyuncu ve veya iyi futbolcu transferi yapılmaz, zaten iyi olsa adamlar niye bıraksın klişesini de çokça da Bosman Kuralı etkisiyle 3 tane Portekiz Milli takımı oyuncusu ile aşmış olduk. Gerçi şampiyon olduğumuz sezon gelen Ernst ve Yusuf transferleri de gerek Türkiye için isimleri gerekse o sezonki katkıları ile gene benzer biçimde verimli olmuş ve başarı göstermişlerdi. Şimdi benzer başarı inşallah bu sezonda gösterilir. İlla şampiyonluk manasında değil tabiiki. Gerek oyun gerekse takımın zor durumlarda gösterdiği reaksiyon bazında bizim beklentimiz. Zaten bu sezon olmasa bile beklentilerimiz gerçekleşmeye başlarsa gelecek sezon zaten kupalar manasında başarı yolunda emin adımlarla yürünecektir. Peki transfer sonucunda ne oldu durum. Önde ve ortada Necip harici yabancı futbolcular grubu, arkada ise hücum hattındaki bu oyuncuların oynayabilmesi için mecburi Sivok artı yerli oyuncular. Bu durum Hilbert artı şeklinde de olabilir gerçi ama ben göbekte Sivok ve Ersan ikilisinin oynayacağını ve Toraman'ın yedeğe çekileceğini düşünüyorum. Çünkü Sivok ve Ersan'ın topla beraber oyuna girişleri ve Schuster'in oyun anlayışının topu ileride tutmak ve bunu ileriye giderken en iyi başaracak oyuncularla yapmayı isteyeceğini düşünüyorum. Bu da ister istemez defansta oynayan yerli futbolcuların sakatlanmaması gerektiği durumunu ortaya çıkarır ki bu da bir açmaza götürebilir. Bu durumda da orta saha ve ileri hatta yerli takviyesine ihtiyaç olduğunu gösterir. Gündemden düşmeyen yerli isimler olarak ön plana çıkan Hamit Altıntop ve Sezer Öztürk (ki bence hala seviyesinin altında oynuyor) isimlerinin de ekleneceğini var sayarsak Beşiktaş en azından Türkiye şartları için bir Los Galacticos oluyor diyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder